ölü-yıkayan-adamın-hikayesi-gassal

Ölü yıkayan adamın hikayesi: Gassal

Ankara, İstanbul, İzmir gibi yoğun nüfuslu şehirlerde yaşayan vatandaşlar, 17 Aralık 2024 günü şehirlerinin en işlek caddelerinde, sokaklarında otobüs ve metro duraklarındaki reklam panolarında “ölünce beni kim yıkayacak” ifadeleri yer alan afişlerle karşılaştılar. Üzerinde herhangi bir logo, imza veya açıklama bulunmayan bu gizemli yazının kime ait olduğu kısa sürede tartışma konusu haline geldi. Birçok sosyal medya kullanıcısı afişleri sosyal medya hesaplarından paylaşarak kendi aralarında tartıştı.

“Ölünce beni kim yıkayacak?” ifadelerinin yer aldığı afişler

Herhangi bir ipucu bulunmayan bu afişler vatandaşların merakını arttırmış, gördükleri bu afişlerin bir farkındalık kampanyası mı yoksa bir dizi/film tanıtımı mı olduğuna dair yoğun tartışmalara girmesine neden olmuştu. Gizemli afişler her ne kadar vatandaşların merakını cezbetmiş olsa da özellikle “ölüm” ile ilgili olması ölümü hatırlaması nedeniyle sosyal medya ve kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu.

Bazı kullanıcılar gizemli afişleri “rahatsız edici” bulurken bu tarz bir mesajın ani ve açıklamasız biçimde sunulmasına tepki gösterdi. Ayrıca psikolojilerinin bozulduğunu öne süren vatandaşlar da “İnsan bir açıklama yazar, kafamızı kaldırıyoruz karşımızda bu cümle, psikolojimiz bozuldu” şeklinde ifadelere yer vererek tepkilerini dile getirdiler. Hatta afişlerin Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait olduğu iddia edildiyse de bu iddia Diyanet İşleri Basın Müşavirliği tarafından yalanlandı.

Gizemli afiş ile ilgi atılan twitler ve Burak Orhan’ın açıklaması.
https://teyit.org/analiz/olunce-beni-kim-yikayacak-baslikli-reklam-diyanet-isleri-baskanligina-mi-ait

Ölüm ile ilgili ifadeler içeren, kime ait olduğu bilinmeyen, belki de çoğu insanın sabah işe giderken karşılaştığı bu gizemli afişler, yer verdiği ifadeler neden bu kadar tepkiyle karşılaştı? Neden insanların psikolojisini bozmuştu? Tek bir nedeni vardı. Adını anmadığımız, anmak dahi istemediğimiz ama hayatın tek gerçeği olan ölümü hatırlatmasıydı. Her ne kadar ondan kaçmaya çalışsak da hüküm açık, Kur’an’da da dendiği gibi “Her Nefis Ölümü Tadacaktır (Enbiya suresi 35. Ayet)”

Sosyal medya ve kamuoyunda yapılan tartışmalar sonunda işin aslı belli oldu. Gizemli afişlerin TRT’nin uluslararası dijital platformu “Tabii” de yayınlanacak olan Gassal isimli yeni dizisi için hazırlanan reklam çalışması olduğu anlaşıldı. 

Gassal dizi ekibi

Başrollerini Ahmet Kural (Baki), Sibel Aytan (Elif), Muharrem Türkseven (Ahmet), Ezgi Özyürekoğlu (Neslihan), Serkan Ercan (Nazım) paylaştığı Gassal dizisi reklam çalışması kadar hikayesi ve işlediği konu itibarıyla da ilgili çekici bir dizi. Dizinin yönetmenliğini Selçuk Aydemir, senaryosunu ise Sümeyye Karaaslan üstlenmektedir. Gassal dizisi 21 Aralık’ta izleyici ile buluştu.

Gassal Kelimesi Ne Demek?

Dizinin ana karakteri aynı zamanda Gassal olan Baki, hayatı boyunca ölü yıkamasına rağmen ölümle burun buruna geldikten sonra büyük bir değişim yaşar ve öldükten sonra kendisini yıkayacak birini aramaya başlar. Yeri gelmişken söylemekte fayda var cenazeyi yıkayan kişiye “Gassal” denilmektedir. Gassal Arapça kökenli bir kelime olup “yıkayan” anlamına gelmektedir. İslam’da cenaze yıkama, ölen kişiye hem bedensel hem de ruhsal saygı gösterilmesi amacıyla yapılan bir ibadettir. Bu uygulama, İslam’ın temizlik ve arınma konusundaki vurgusunu yansıtır ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetine dayanır.1

Gassal Arapça kökenli bir kelime olup “yıkayan” anlamına gelmektedir.

Çoğu zaman kimsesizlerin cenazesini yıkayan, cenaze namazlarını bile belediye görevlilerin kıldığı kişiler gibi olmak istemeyen ve kendisini yıkayacak birini arayan Baki, 30’lu yaşlarına kadar uzak kaldığı bu gerçeklerle yüzleşir. 30’lu yaşlarına kadar anlamsız bulduğu sosyalleşme, evlenme gibi şeyleri deneyimlemek ister.  Toplumu tarafsız bir şekilde gözlemleyen Baki, özellikle çocukluğunda annesinin ölümüne tanık olması ile başlayan travmaları ile yüzleşerek, yaşadığı kaygının temelinde ölüm korkusu olduğunu keşfeder. Baki’yi kendi cenazesini yıkayacak kişiyi bulma ihtiyacına iten temel sebep ise yalnız yaşaması ve fazla çevresinin olmamasıdır.

İlk sezonu 10 bölüm şeklinde yayınlanan dizi izleyiciler tarafından büyük bir beğeni topladı. Dizinin sevilmesindeki en büyük nedenlerden biri de hiç kuşkusuz ki çoğu kimsenin adını dahi bilmediği belki de ilk defa bu dizi sayesinden öğrendiği Gassal mesleği üzerinden dizi çekmek ve bu meslek üzerinden topluma mesaj verilmesiyle ince düşünülmüş bir yapım olduğu anlaşılıyor. Alıştığımız diğer mafyatik, konaklı, ağalı, adına aşk denilen çarpık ilişkilerin anlatıldığı, fakir kız zengin oğlan temalarının işlendiği, sadece adı ve karakterlerin değiştiği ama konu olarak aynı tip senaryoların sürekli izleyicilere servis edildiği, bir bölümü nerdeyse üç saat olan Türk dizilerinin yanında Gassal dizisinin her bölümü neredeyse kırk dakika olması izleyiciler tarafından sevilmesini sağlayan diğer bir etmen.

Bunların yanında ana karakterin ruh halini yansıtan, “İçim Yanar”, “Bana Sor”, “Gülüm Benim” gibi Türk arabeskin bilinen eserlerinin genç sanatçı Şahin Kendirci tarafından seslendirilmesi de diziye ayrı hava katmış görünüyor. Gassal mesleğinin anlatılması, bölüm sürelerinin kısa olması veya dizi müziklerinin yanında dizi de yer verilen detaylar ile karakterler üzerinden topluma verilen mesajların derinliği de dizinin üzerinde ne kadar çalışıldığının en iyi kanıtı olarak gösterilebilir.

Şahin Kendirci

Gassal dizisi işlediği temalarla kültürel ve toplumsal yaşantıya dair izleyiciye derin analizler sunuyor. Dini ve geleneksel yanlış adetlere de eleştirel bir bakış acısı getiren yapım mesleklerin insanların toplum içindeki itibarını nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Gassal Baki’ye çevresindeki insanların sanki onun ölümü getirdiği veya ölümü hatırlattığı gibi bakması bunun en büyük örneği olarak gösterilebilir. Her ne kadar Baki yaptığı iş gereği toplum tarafından soyutlansa da devlet memuru olması ve özellik kız isteme sahnesinde sigortasına vurgu yapılması da onun durumunu bir nevi dengelemektedir. Tüm bu etmenler dizi içerisinde soğuk ama etkileyici bir mizahla harmanlanarak izleyiciye sunuluyor.

Bunun birlikte dizininde de sloganı olan “ölünce beni kim yıkayacak” ifadesi ile birlikte Baki’nin ölünce kendisini yıkayacak bir Gassal araması da aslında herkesin bir başkasına muhtaç olduğuna işaret etmektedir.

Baki’nin annesinin ölümüne bizzat şahit olması ve onun kefenli halini unutamayarak büyümesi kendi dünyasında travmaya neden olmuş bu olay onun Gassal mesleğini seçmesine neden olmuştur. Bununla birlikte babasının hapse girmesi, uzun yıllar sonra hapisten çıkması, babası ile yaşadığı problemler ve nihayetinde babasının sergilediği sorumsuzluk Baki’nin aile kavramına bakışını şekillendirmiştir. Buradan hareketle dizinin ölümden sonra işlenen ikinci teması olan yalnızlık kavramı karşımıza çıkmaktadır.

Ölümün Habercisi: Dağ Lalesi

Dizide yer verilen ince detaylardan biri de Dağ Lalesi detayıdır. Dizi de bir ölüm yaşanacağı zaman Baki’nin yakınında bir Dağ Lalesi dikkatini çekmektedir. Cenaze arabasının şoförü Nazım ile Ahmet ve Neslihan’ın ölümlerinden önce Baki’ye Dağ Lalesi gösterilir. Bu dizide sıkça kullanılan sembolik bir anlatım ve güçlü bir metafor olarak seyirciye sunulmaktadır. Hem zorlu şartlarda hayatta kalabilme hem de yaşamın kırılgan güzelliğini temsil eden dağ lalesi dizide de Gassal Baki’nin zorluklara karşı direnç göstermesini yalnızlığını ve acıyı anlamlandırma çabasını simgeliyor. Buna ek olarak Yunan mitolojisine göre yaşanan her kayıp sonrası toprağa düşen gözyaşları arasında yeni bir anemon (dağ lalesi) açarmış.

Dağ Lalesi dizide güçlü bir metafor olarak işlenmişler.

Toplumsal, Cinsiyet Roller

Dizide, toplumsal cinsiyet rolleri üzerine yapılan eleştiriler, izleyiciye alışılmışın dışında bir perspektif sunuyor. Özellikle, Gassal Baki’nin arkadaşı Ahmet’in feminen tavırları ve eşinin maskülen davranışları, toplumun kadın ve erkek rollerine dair geleneksel algısını tersine çeviriyor. Bu tersine çevrilmiş roller, sadece bireysel hikayeler üzerinden değil, aynı zamanda aile içindeki otorite figürünün yozlaşması gibi daha geniş bir bağlamda ele alınıyor. Ahmet ve eşi üzerinden verilen bu mesaj, toplumdaki cinsiyet rollerinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Baki’nin bu durumu eleştirmesi ise, toplumsal normların bozulması ve değerlerin değişmesiyle ilgili derin bir sorgulamayı gündeme getiriyor.2 Dizinin son bölümünde Ahmet ve Neslihan’ın ölümü onlar için bir bitiş olsa da Baki ve Elif için yeni bir başlangıcın işareti olarak duruyor. Dizi boyunca Ahmet’in bebeğinin kucağına almayan Baki ilk kez bebeği almış bulunmakta.

Ahmet ve Neslihan

Dizinin merakla beklenen ikinci sezonu yakın zamanda izleyicisi ile buluşacak. Kurtlar Vadisi dizisinin incelemesi için tıklayınız.

Kaynaklar:

  1. https://www.gzt.com/jurnalist/gassal-dizisiyle-birlikte-merak-konusu-oldu-gassallarin-maasi-ne-kadar-3792016
  2. https://x.com/muhammedetoyy/status/1871369992131711483

(Toplam 51 kez ziyaret edildi, 1 ziyaret bugün)

More Reading

Post navigation

4 Comments

  • Çok güzel bir yazı olmuş Gassal dizisini izlerken fark edilmeyen detaylara öncelik verilmiş. Kaleminize kuvvet.

  • Diziyi izledim,ardından yazınızı okudum ve artık gassal olmak istiyorum. yardımcı olabilir misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir