Türkiye’de kritik altyapıların iyileştirme stratejileri7

Türkiye’de kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasında uygulanabilecek iyileştirme stratejileri: ABD örneği – Bölüm 7

Ahmet ÇOLAK

3.1.2. Kritik Altyapıların Korunması Yol Haritası Belgesi

Kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yayımlanan en kapsamlı belge AFAD tarafından “2014-2023 Kritik Altyapıların Korunması Yol Haritası Belgesi” başlığı altında yayımlanmıştır (AFAD, 2014a). Bu belgede kritik altyapıların meteorolojik, jeolojik ve biyolojik afetlerden korunmasının önemi üzerinde durulmuş ve kritik altyapıların herhangi bir tehlikeye maruz kalması halinde büyük çaplı felaketlere yol açabileceği vurgulanmıştır. AFAD bu belgede yasal olarak bağlayıcılığı olmayan bazı kritik altyapı sektörleri belirlemiştir, bu sektörler şekil 3.1’de gösterilmektedir.

Şekil 3.1. AFAD Tarafından Belirlenen Kritik Altyapı Sektörleri (AFAD, 2014a, s. 38)

Bu belgede kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasıyla ilgili dikkat çeken bir diğer ifade ise Türkiye’deki kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına yönelik bağlayıcı yasal bir düzenlemenin olmadığına yönelik açıklamalardır (AFAD, 2014, s. 34). AFAD’ın yayımladığı bu belgede kritik altyapıların korunması amacıyla gerçekleştirilmesi gereken çalışmalara ilişkin bir ön değerlendirmede bulunduğu görülmektedir.

Bu belgede kritik altyapıların korunmasına yönelik kararlar alındığı ve bu kararların genel olarak yasal düzenlemeleri ve pratikte atılması gereken adımları kapsadığı dikkat çekmiştir. Alınan kararlar ve atılması gereken adımlara ilişkin önemli görülen maddeler aşağıda sıralanmıştır:

  • Kritik altyapıların AB mevzuatına uygun bir şekilde hukuki altyapısını oluşturmak,
  • Kritik altyapıların korunmasına ilişkin süreçleri AB ile işbirliği ve müzakere içerisinde geliştirmek,
  • Proje ve araştırmalar yaparak kritik altyapılara yönelik risk ve zararların azaltılmasına çalışmak,
  • Türkiye’deki kritik altyapıları belirleyecek kurum veya kuruluşların koordinasyonunu sağlamak,
  • Türkiye’de zarar görmesi halinde uluslararası problemlere yol açması muhtemel kritik altyapıları tespit etmek,
  • Türkiye’nin komşu ülkelerinde yer alan ve tahrip olması durumunda Türkiye’ye zarar verebilecek kritik altyapıları belirlemek (AFAD, 2014a, s. 37).

3.1.3. Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu

Türkiye’deki kritik altyapılara yönelik yapılan akademik çalışmalarda sıklıkla, kritik altyapıların korunmasına yönelik resmi olarak bağlayıcılığı olan fakat kanun içerisinde kritik altyapılara ilişkin herhangi bir ifade kullanılmayan daha çok askeri güvenlik bölgelerinden bahseden 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu referans olarak gösterilmektedir (Resmî Gazete, 1981). Bahse konu kanunun bu doğrultuda ele alındığı akademik çalışmalardan biri “İç Güvenlik Yönetimi Açısından Kritik Altyapıların Korunması” adlı makaledir. Türkiye’deki kritik altyapılar olarak görülen önemli havaalanlarının, barajların ve nükleer santrallerin bu kanun kapsamında korunduğu ifade edilmiştir (Ak, 2019). Bu kanunun daha çok kritik altyapıların doğal afetlerden ziyade insani tehditlere karşı korunması boyutunda ele alındığı düşünülmektedir.

Genel olarak incelendiğinde kritik altyapı kavramının kamu kurumları tarafından oluşturulan belge ve dokümanlarda yer aldığı görülmekle birlikte doğal ve insan kaynaklı afetlerle ilgili bir bağlantının kurulmadığı anlaşılmaktadır. Resmî kurumların yaptığı plan ve projelerde kritik altyapılar başka çalışma alanlarının içerisinde karşımıza çıkmaktadır. Kritik altyapıların müstakil olarak ele alındığı AFAD’ın 2014 yılında hazırladığı yol haritası belgesinin dışında doğal afetleri kapsayan bir plana rastlanılmamaktadır.

3.1.4. Kritik Altyapıların Korunmasında Akademik Çalışmalar

Kritik altyapılara yönelik akademik çalışmalar sınırlı olmakla birlikte kayda değer bir sayıya ulaştığı görülmektedir. Giriş bölümünde de belirtildiği üzere Türkiye’de kritik altyapılar hakkında yapılmış iki adet doktora ve 12 adet yüksek lisans tezi bulunmaktadır (Ulusal Tez Merkezi, 2023).  Bu çalışmaların doğal afetlerden daha çok siber ve diğer güvenlik problemlerine odaklandığı dikkat çekmektedir. Ayrıca akademik çalışmaların yer aldığı Dergipark internet sitesinde yapılan taramada kritik altyapıların korunmasına ilişkin altı makaleye rastlanılmıştır. Bu makalelerin içeriğine bakıldığında kritik altyapıların doğal afetlerden korunması, enerji hatlarına yönelik insani tehditler, siber güvenlik önlemleri ve kritik altyapıların kullandığı denizaltı iletişim kablolarının güvenliğine istinaden çalışmaların yapıldığı görülmüştür (DergiPark, 2024).

Türkiye’de kritik altyapılar hakkında yapılmış iki adet doktora ve 12 adet yüksek lisans tezi bulunmaktadır.

Bu makalelerden doğal afetlerle ilgili olanı hakkında bilgi verilmesinin konumuz açısından yararlı olacağı düşünülmüştür. “Türkiye’de Afet Yönetimi Bağlamında Kritik Altyapı Kavramı” başlıklı makalede genel olarak kritik altyapıların dünya genelindeki durumu hakkında bilgiler verilmekte, ABD ve Avrupa ülkelerinin kritik altyapılara yaklaşımı açıklanmakta ve AFAD’ın Türkiye’deki kritik altyapı koruma çalışmalarına yönelik attığı adımlar ve üstlendiği rollerden bahsedilmektedir. AFAD’ın kritik altyapıları doğal afetlerden korumaya yönelik oluşturduğu “2014-2023 Kritik Altyapıların Korunması Yol Haritası Belgesi” Türkiye’de kritik altyapıların siber güvenlik dışında korunmasına ilişkin hazırlanan önemli çalışmalardan biri olarak ifade edilmiştir. Bu bağlamda kritik altyapıların siber güvenliğinin ötesinde doğal afetlerden de korunmasına dair çalışmalarla kritik altyapıların daha az zarar göreceği ve dolayısıyla da Türkiye’nin doğal afetler sonucunda daha az can ve mal kaybına uğrayacağı vurgulanmıştır (Tanrıverdi vd., 2023).

2014-2023 Kritik Altyapıların Korunması Yol Haritası Belgesi

Kritik altyapıların doğal afetlerle olan ilişkisini de içine alarak inceleyen bir diğer çalışma Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tez olarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmada İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı ve baraj bölgesindeki diğer su kaynaklarının biyolojik, fiziksel, siber saldırılar ve doğal afetlere karşı mukavemeti test edilmiş ve Tahtalı Barajı’nın birçok tehlikeyle yüz yüze olduğu söylenmiştir. Deprem felaketi özelindeki incelemelerde barajın rezervuar alanının depreme mukavemet gösterebileceği varsayılırken yer altı su kuyularının deprem sonucunda kaybolma veya yer değiştirme ihtimalinin bulunduğu ortaya çıkmıştır. Su sistemlerinin deprem sonucunda zarar görmesi halinde tekrar hizmete girmesi için gereken sürenin toplum refahını olumsuz etkileyecek uzunlukta olduğu için bu sistemlerin inşa sürecinde doğal afetlere mukavemetli altyapıların inşa edilmesi önerilmiştir (Tunger, 2019).

Kritik altyapıların güvenliğine yönelik Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisindeki (JSGA) bir yüksek lisans tezi çalışmasında doğal afetlerle ilgili bir bölüme yer verilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Enerji güvenliği üzerine yazılan bu tezde Türkiye’deki petrol boru hatlarının doğal afetlerden etkilenme olasılığı üzerine dünyadan örnekler verilmiştir. Doğal afetlerin insan kaynaklı tehditlere nazaran daha öngörülemez olduğu ifade edilerek kapsamlı ve uzun soluklu önlemlerin alınması önerilmiş, doğal afetlerin standart güvenlik tedbirleri ile başa çıkılamayacağı vurgulanarak doğal afetlerle mücadelenin kendi özelinde gerçekleştirilmesi tavsiye edilmiştir (Topçu, 2022, ss. 60-61).

İncelenen belge ve dokümanlardan yola çıkılarak Türkiye’deki kritik altyapılarla ilgili direkt olarak ele alınan ve yasal bir zemine oturtulan sistemli düzenlemelerin bulunmadığının yinelendiği görülmüştür. AFAD’ın kritik altyapıların afetlerden korunmasına yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar tavsiye boyutunda kalmış ve dünya genelinde incelenen ülke örneklerindeki gibi resmi bir sonuç doğurmamıştır. Kritik altyapıların doğal afetlerden korunması amacıyla bazı resmî belgelerde çeşitli bakanlıklara görevler verilmiş olsa da kritik altyapı kavramına ilişkin açık tanımların yapılmadığı dikkat çekmiştir.

3.2. Türkiye’de Afet Yönetimi

Türkiye’de meydana gelmesi muhtemel doğal afetlere yönelik önleme, hazırlık, müdahale ve iyileştirme çalışmalarının yürütülmesinden sorumlu kuruluş İçişleri Bakanlığı bünyesinde 17 Haziran 2009 yılında 5902 sayılı kanun ile oluşturulan Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD)’dır (Resmi Gazete, 2009). AFAD, bu yetkisiyle ülke çapındaki afetlerle ilişkili atılacak adımları düzenlemekte, yönlendirmekte ve koordinasyon sağlamaktadır. AFAD koordinesindeki belediyeler ve valilikler afetlere yönelik müdahale ve iyileştirme süreçlerinden sorumludurlar. Afete hazırlık ve müdahale işlerinde bakanlıklar, askeri birimler, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversite ve araştırma grupları yer almaktadır (Barış, 2009).

Kaynak: https://www.ohu.edu.tr/ohuafet/sayfa/afet-yonetimi

Öte yandan AFAD tarafından Türkiye’deki afet yönetimine yönelik stratejik, taktiksel ve operasyonel planlar meydana getirilerek afetlerin yıkımından en az kayıpla kurtulmaya yönelik faaliyetler yürütülmektedir. Bu belgelere ilişkin bilgiler Türkiye’nin afet yönetimine ilişkin yararlı veriler sağlaması nedeniyle aşağıda ayrıca ele alınmıştır. Türkiye afet yönetiminin kritik altyapılara ilişkin yaklaşımı bahse konu belgelerin ele alınması sürecinde gözden geçirilerek aktarılmıştır.

3.2.1. Bütüncül Zarar Yaklaşımı

Türkiye’deki afet yönetiminin en belirleyici noktası bütünleşik afet yönetimi sistemi ya da bütüncül zarar yaklaşımını benimsemiş olmasıdır. Bu sistemde insan ve doğal kaynaklı afetlerin bir bütün olarak ele alınması öngörülmüş ve her afet türüne ayrı ayrı planlar tasarlamak yerine tek bir çatı plan oluşturulması kararlaştırılmıştır (TAMP, 2022, s.3). Öte yandan topluma sağladıkları hayati hizmetler nedeniyle kritik altyapıların genel afet planları içerisinde sıradan maddi varlıklar olarak yer almasının yararlı mı yoksa zararlı mı olduğuna yönelik değerlendirmelerin yapılması önemli görülmekte ve çalışmanın sonucunda elde edilen çıktılarla birlikte tekrar üzerinde durulması düşünülmektedir.

3.2.2. Türkiye Afet Yönetim Stratejisi

Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (TAYSB) Türkiye’nin afet yönetimine olan yaklaşımını ve afet yönetim süreçlerini genel olarak tanımlayarak ulusal bir çerçeve meydana getiren strateji belgesidir. Afet yönetiminin doğru kaynak dağılımı, koordineli bir bütünlük ve sorumluluk bilincine dayalı olarak geliştirilmesini amaçlamaktadır. Afetlerle mücadelede kamu, sivil toplum oluşumları, özel kurumlar ve akademik çevrelerin aktif işbirliği içerisinde katılım sağlamasının önemi üzerinde durulmuştur. AFAD tarafından hazırlık çalışmaları devam eden TAYSB’a ait yayınlanan ön bilgilerde kritik altyapılara ait direkt bir atıf ve ifadeye rastlanılmamıştır (AFAD, 2022a).

Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (TAYSB)

3.2.3. Türkiye Afet Risk Azaltma Planı

Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) doğal ve insan kaynaklı afetlerin yaratacağı yıkıcı etkinin en aza indirilmesi amacıyla hazırlanmış ve 2022’de yayımlanan 31890 sayılı Resmî Gazete’de yer alarak yürürlüğe girmiştir (Resmi Gazete, 2022). Bu planda afetlerin yol açma ihtimali bulunan zararları azaltmakla görevli kamu kuruluşları, özel sektör, sivil topluluklar ve eğitim kurumları belirtilerek atılacak adımlardan bahsedilmiştir. TARAP ile genel olarak afetlerin toplum üzerinde bırakacağı maddi, iktisadi, sosyal ve ruhsal hasarların önlenmesi veya en az seviyeye indirilmesi hedeflenmektedir.

Ayrıca bu planda Türkiye genelinde ve il bazında hazırlanması öngörülen afet risk azaltma planlarına yönelik temel çerçeve oluşturulmak istenmektedir (AFAD, 2022b). Kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına yönelik olarak TARAP’ta yapılan genel taramada kritik altyapı ve kritik tesis ifadelerinin kullanıldığı ve bu altyapıları korumak amacıyla çeşitli önlemlerin alındığı dikkat çekmiştir.

Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP)

TARAP’ta aktarılan bilgilere göre Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 187 ülkenin ortak olarak imzaladığı afet risklerini azaltmak amacıyla hazırlanan uluslararası Sendai Çerçeve Belgesi’nde kritik altyapıları korumak ve afet mukavemetini artırmak için koyulan hedeflerin Türkiye için de geçerli olduğu belirtilmiştir. Kritik altyapılarla ilgili Sendai kapsamında ele alınan ve TARAP’ta yer verilen hedef ilkede toplumların temel ihtiyaçlarını karşılamada aktif rol oynayan kritik altyapıların afet zararlarından korunması ve bu zararların en aza indirilmesine dair çalışmaların yapılmasının öneminden bahsedilmektedir (TARAP, 2022, s. 26).

Kritik altyapıların topluma sağladıkları katkı seviyesine bakılarak önem derecesinin tespiti ve bu kriter baz alınarak öncelik sırasına göre bu altyapıların afet direncinin artırılması ve güçlendirilmesi uzun vadeli planların arasına eklenmiştir. Bunun yanı sıra afet direncinin artırılması mümkün görülmeyen kritik altyapıların yıkılarak yeniden inşa edilmesi de seçenekler arasında yer almıştır. Kritik altyapıların afete hazırlıklı hale getirilmesi için teşvik desteği verilmesi ve kritik tesislerin afetlerden etkilenme oranı düşük bölgelere inşa edilmesi veya taşınması öngörülmektedir. Kritik altyapıların doğal afetlerden korunması amacıyla yukarıda bahsi geçen önlemleri almakla sorumlu kuruluş Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili kurum ise AFAD olarak belirlenmiştir ((TARAP, 2022, ss. 41-44).

Öte yandan kritik altyapılara yönelik afet risklerini azaltma çalışmaları kapsamında AFAD tarafından 2019’da Nier Ingegneria adlı İtalyan firmasıyla yapılan sözleşme ile Türkiye’deki bazı kritik altyapıların incelenmesine dair bir mutabakat yapılmıştır. “Kritik Altyapıların Afet Direncinin Desteklenmesi ve Afet Risklerine Yönelik Farkındalığın Arttırılması” başlıklı proje ile enerji ve sağlık sektöründeki kritik altyapıların afetlere karşı mukavemeti ölçülmüş ve risk durumları belirlenmiştir. Nier Ingegneria firmasının geliştirdiği bir yazılımla risk durumları ortaya çıkarılan kritik altyapıların güçlendirilmesi amaçlanmaktadır (Anadolu Ajansı, 2020a).

3.2.4. Türkiye Afet Müdahale Planı

Afet yönetiminin sistematik bir şekilde yürütülmesi, kamu ve özel sektör işbirliğinin ortaya konması ve afetlere müdahalede görev dağılımının belirlenmesi amacıyla AFAD tarafından Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) oluşturulmuştur (Resmî Gazete, 2014). TAMP’ta afet yönetim sürecinde görev alacak kurum ve kuruluşların koordinasyonuna ilişkin prensiplere yer verilmiştir. TAMP, kamu ve özel sektör olmak üzere afet yönetiminde yer alması beklenen bütün aktörleri kapsamakta ve rollerini belirtmektedir (TAMP, 2022). TAMP’ta kritik altyapı kavramı yerine kritik tesis ifadesinin kullanıldığı dikkat çekmektedir. Kritik tesis ifadesinin tanımı kritik altyapı tanımıyla örtüşmekte fakat altyapı yerine tesis kelimesi kullanılmaktadır. Kamu binaları, hastaneler, eğitim kurumları ve enerji sektöründen kritik tesis olarak bahsedilmiş fakat kritik tesis tanımına yönelik daha geniş bir çerçeve çizilerek toplumu bütün olarak etkileyecek tüm yapılar kritik tesis tanımına dâhil edilmiştir (TAMP, 2022, s. 58).

Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP)

Kritik tesislerin doğal afetlerden korunması ve yaşanan afetler sonrasında atılacak adımların neler olduğuna dair TAMP’ta karşımıza bazı ifadeler çıkmaktadır. İlk olarak Türkiye genelinde ve il bazlı olarak hazırlanacak afet müdahale planlarında kamu binaları başta olmak üzere kritik tesislerin zarar görebileceğinin öngörülmesi ve buna göre planların hazırlanması tavsiye edilmektedir. Kritik tesislerde doğal afetler nedeniyle meydana gelme ihtimali bulunan risklerin önlenmesi ve bu amaçla çalışma yapılması da TAMP’ta yer almaktadır. Afet bölgesindeki enerji tesislerinin hızlı bir şekilde onarılıp tekrar hizmete sunulmasına yönelik ifadeler kritik tesislerin doğal afetlerden korunması ve afetler esnasında hizmet vermeye devam etmesi açısından önemli görünmektedir ((TAMP, 2022, ss. 17-35). Ayrıca afet bölgelerine yardım ulaştırmak amacıyla oluşturulan Afet Alt Yapı Grubu’nun görev tanımında su ve kanalizasyon hizmeti gibi kritik altyapıların onarılarak hizmete alınması çalışmalarının koordinasyonunu yürütmek de bulunmaktadır (TAMP, 2022, s. 43).

3.2.5. Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı

Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı (TASİP) afet sonrası ortaya çıkan yıkımın sistemli ve eş zamanlı bir şekilde giderilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Kamu kurumları ve özel sektör arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, iyileştirmeye yönelik kaynakların doğru yerlerde kullanılması, iyileştirme faaliyetlerinin raporlanarak gelecek afetlere hazırlıklı olunması, afetlere karşı mukavemeti yüksek bir toplum meydan getirilmesi TASİP’in başlıca amaçları arasında yer almaktadır (TASİP, 2023). TASİP’te enerji, iletişim ve ulaşım gibi sektörlerin önemli kritik altyapılar arasında olduğu ve bu altyapıların afetten etkilenen bölgelerdeki hayatın normale dönmesinde kritik rol oynadığı aktarılmıştır. Bu altyapıların onarımı ve hizmete devam etmesine yönelik çalışmaların kamu ve özel sektör arasındaki işbirliği ile gerçekleştirilmesinin gerektiği vurgulanmıştır (TASİP, 2023, s. 137).

2020 yılında AFAD’ın düzenlediği 17 Ağustos Anma Programı’nda dönemin İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye’nin afet yönetiminde bütünleşik afet yönetim sistemini benimsediği ve krize müdahale noktasından risk yönetimini önceleyen bir anlayışa doğru yöneldiği ifade edilmiştir. AFAD’ın girişimleriyle oluşturulan TARAP, TAMP ve TASİP planları ile afet öncesi, afet anı ve afet sonrasına yönelik çalışmaların yapıldığını ifade ederek Türkiye’nin afet yönetimine bakış açısını ortaya koymuştur (Anadolu Ajansı, 2020b).

Bölüm Değerlendirmesi

Bölüm genel olarak incelendiğinde Türkiye’deki kritik altyapıların herhangi bir yasal düzenleme altında belirlenmediği ve kritik altyapı sektörlerinin oluşturulmadığı en önemli bulgu olarak göze çarpmaktadır. AFAD’ın doğal afetlerle toplu bir mücadeleyi organize etmek amacıyla ürettiği ve resmi bir bağlayıcılığı bulunan TAMP’ta kritik altyapı yerine kritik tesis tanımının kullanıldığı ve kritik tesislerin korunmasıyla ilgili bilgilerin konu başlıkları altında dağınık bir şekilde yer aldığı dikkat çekmektedir. Sistemli ve koordineli olarak kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına yönelik çalışmaların gerçekleştirilmediği yorumu olası durmakla birlikte Türkiye’nin afet kurumları ve planları incelendiğinde kritik altyapıların korunmasına yönelik bütüncül zarar yaklaşımının belirlendiği anlaşılmakta ve bu doğrultuda çeşitli bakanlık ve kurumların görevlendirildiği görülmektedir.

Türkiye’de kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasında uygulanabilecek iyileştirme stratejileri: ABD örneği – Bölüm 6 yazımız için tıklayınız

(Toplam 5 kez ziyaret edildi, 5 ziyaret bugün)

More Reading

Post navigation

Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir