Ahmet ÇOLAK
GİRİŞ
Teknolojik gelişmelerle beraber toplumun işleyişi de bir dizi temel altyapıya bağlı olacak şekilde gelişmiştir. Kritik altyapılar olarak adlandırılan bu altyapılar; gıda, tarım, su hizmetleri, enerji tedariki, sağlık ve kamu hizmetlerine kadar uzanan sürekli bir mal veya hizmet akışını sağlamak için birlikte çalışmaktadır. Kusursuz ve sağlam kurulmuş bir kritik altyapı ağına sahip olmak, genellikle uygar yaşamın bir işareti olarak kabul edilmekte ve ülkeler genellikle kritik altyapı ağlarının gücüne ve vatandaşlarına sağladıkları hizmetlere göre sınıflandırılmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle gelişmiş ülkelerde bu altyapılara bağımlılık toplumun zaaf noktasını oluşturmaktadır. Kritik altyapıların tahrip olması; toplum, ekonomi ve devletin varlığını tehdit edici ve genel olarak zayıflatıcı sonuçlar doğurmaktadır. Kritik altyapılara bağımlılık arttıkça kritik altyapıların korunması ve faaliyetlerinin kesintiye uğramadan sürdürülebilirliği önem kazanmaktadır.

Kritik altyapı kavramı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ortaya çıkmış ve kritik altyapı terimi ilk defa ABD Başkanı Bill Clinton döneminde kullanılmıştır. Başkan Clinton tarafından 1996’da yayımlanan 13010 sayılı kararname ile kritik altyapı kavramı resmiyet kazanmıştır (Federation of American Scientists, 1997a). Bu kararname kritik altyapı kavramını; “enerji, bankacılık ve finans, ulaşım, zorunlu insani hizmetler ve telekomünikasyon” açısından tanımlamakta ve “kritik altyapı” terimini kullanan ilk resmî belge özelliğini taşımaktadır. Konunun tarihçesine baktığımızda kritik altyapılarla ile ilgili geçmişten itibaren kapsamlı çalışmaların ABD tarafından yapıldığı ve bu nedenle ABD’nin edindiği tecrübelerden çıkarılabilecek bazı dersler olduğu düşünülmektedir.
Enerji, su, sağlık, ulaşım gibi hizmetleri sağlayan kritik altyapılar doğal ve insan kaynaklı afetlerden gelebilecek tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Türkiye, deprem fay hatlarının üzerinde yer alması, yoğun yağışlar sonucunda sel felaketlerinin yaşanması, yaz aylarında ortaya çıkan orman yangınları nedeniyle birçok doğal afetin yaşandığı bir ülke konumundadır. Türkiye’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ve yaz aylarında çıkan orman yangınları, doğal afet olaylarının Türkiye’de insanların hafızalarında tazeliğini koruyan en çarpıcı örneklerini oluşturmaktadır.

Bu açıdan bakıldığında dünyada ve ülkemizde kritik altyapıların korunmasına yönelik çalışmalar kapsamında afet yönetimi önemli bir yer işgal etmektedir. Afet yönetimi, yangın, sel, deprem, fırtına gibi doğal afetlerin yanı sıra silahlı saldırılar, kazalar ve savaşlar sonucu ortaya çıkan tahribatın en az zararla atlatılmasına yönelik geliştirilen stratejileri içermektedir.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin, kritik altyapılara yönelik tehditlerle mücadele konusunda yasal mevzuatları ile stratejilerini detaylı bir şekilde oluşturdukları ve ilgili kurumlarıyla koordineli bir şekilde çalışmalar yürüttükleri görülmektedir. Türkiye’de yapılacak olan çalışmalar açısından bu örneklerden istifade ile geliştirmeler yapılmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Bu bakış açısıyla, kritik altyapıların korunması ve faaliyetlerinin kesintiye uğramadan devam ettirilmesi amacıyla alınabilecek dersleri tespit etmeyi hedefleyen bu tezin konusu, Türkiye’deki kritik altyapıların afet yönetimi çerçevesinde korunması ve sürdürülebilirliğine yönelik iyileştirme stratejilerinin araştırılmasıdır.
Kritik altyapı kavramı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ortaya çıkmış ve kritik altyapı terimi ilk defa ABD Başkanı Bill Clinton döneminde kullanılmıştır.
Kritik altyapılar insan kaynaklı tehditlerden ve doğal afetlerden etkilenmekte ve büyük zararlar görebilmektedir. İnsan kaynaklı tehditler ile doğal afetleri meydana getiren dinamikler arasında fark bulunmakta, ayrıca hazırlık ve müdahale aşamalarında da farklı yaklaşımlar benimsenmesi gerekebilmektedir. Bu çerçevede, bütüncül ve kendi içinde tutarlı bir çalışma yapmak amacıyla tezin kapsamı doğal afetlerden kaynaklı tehditlerin kritik altyapılar üzerindeki etkisinin araştırılması ile sınırlandırılmıştır. İnsan kaynaklı tehditlerin incelenmesi ise başka bir çalışmaya bırakılmıştır.

Daha önce de ifade edildiği üzere, geçmişten günümüze yapılan çalışmalar incelendiğinde kritik altyapıların korunması bağlamında en kapsamlı çalışmaların ABD’de yapıldığı görülmektedir. ABD’deki kritik altyapıların afetlere karşı korunmasına yönelik uygulamaların detaylı olarak incelenmesi suretiyle, bu uygulamalardan Türkiye’deki uygulamalara ithal edilebilecek olan bazı hususların var olabileceği öngörülmektedir. Bu çerçevede çalışmanın amacı, ABD’deki ve Türkiye’deki kritik altyapıları koruma sistemlerinin analitik bir çerçevede detaylı incelenmesi ve bu kapsamda ABD örneğinden alınabilecek iyi uygulamaların Türkiye örneği üzerinde uygulanabilirliğinin tespit edilmesidir.
Yapılan incelemede Türkiye’de kritik altyapıların çoğunlukla siber güvenlik açısından ele alındığı anlaşılmakta, öte yandan diğer boyutları da içeren bütüncül bir yaklaşımın oluşturulmasıyla iyileştirilebilecek hususlar olduğu varsayılmaktadır. Ayrıca afet yönetimi ve kritik altyapıların korunmasına yönelik çalışmalar da birbirlerinden ayrı mecralarda yürütülmektedir. Oysa, bu iki konuyu birbirleri ile olan yakın ilişkileri sebebiyle ortak bir çerçeveden ele alan ve bu tezde benimsenen perspektiften yapılacak çalışmaların fayda sağlayabileceği düşünülmektedir.
Ayrıca kritik altyapılarla ilgili akademik çalışmaların sınırlı olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye’de kritik altyapılar hakkında yapılmış 2 adet doktora ve 12 adet yüksek lisans tezi bulunmaktadır (Ulusal Tez Merkezi, 2023). Bu çalışmaların çoğunluğu da kritik altyapıların siber güvenlik ve kontrolü üzerinde durmuştur. Kritik altyapıların afet yönetimi çerçevesinde korunmasına dair yeterli akademik çalışma olmadığı ve hazırlanan bu tezle bu alana katkı sağlanacağı varsayılmaktadır.

Yapılan ön incelemede, ABD’de kritik altyapıların korunması konusunda geçmişten itibaren sistemsel ve analitik bir şekilde çalışmalar yapıldığı, birçok ülkenin kendi planlamalarını yaparken de bu çalışmaların farklı seviyelerde etkili olduğu görülmüştür. Türkiye’deki uygulamaların iyileştirilmesine yönelik önerilerde bulunmak amacı güden bu araştırmada, farklı ülke örnekleri de inceleme kapsamına dahil edilebilecek olsa da konuyu belirli bir çerçevede tutmak adına ABD ve Türkiye örneklerindeki durumun incelenmesine ve çıkarımlar yapılmasına yönelik bir yaklaşım benimsenmiştir.
Bu çerçevede, çalışmada genel olarak aşağıdaki soruların cevapları aranmaktadır.
- ABD’deki kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına yönelik hangi faaliyetler yürütülmektedir?
- Türkiye’deki kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına dair ne tür önlemler alınmaktadır?
- Türkiye’nin kritik altyapıların korunmasına yönelik ABD’den alabileceği örnekler nelerdir?
Elbette, araştırmanın konusu kapsamında ele alınan hususlar bir kamu politikası meselesi olduğundan, yasal mevzuat ve resmi strateji belgeleri gibi kaynakların içeriği üzerinden bir analiz yürütülmesi en doğru yaklaşım olacaktır. Bu bakış açısıyla, öncelikle kavramsal çerçevenin oluşturulması maksadıyla; kritik altyapı kavramı, ortaya çıkışı ve kritik altyapıların korunmasına yönelik farklı uygulamalar incelenmiş, arkasından araştırmanın sınırlılıkları da göz önüne alınarak afet yönetimi kavramı ve kritik altyapılar arasındaki ilişki irdelenmiştir.
Türkiye’de kritik altyapılar hakkında yapılmış 2 adet doktora ve 12 adet yüksek lisans tezi bulunmaktadır
Çizilen kavramsal çerçeve bağlamında Türkiye ve ABD’nin durumunu tespit etmek için nitel içerik analizi yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi ve vaka analizi yöntemi tercih edilmiştir. Türkiye’de kritik altyapıların korunması bağlamında resmî belgelerdeki durumu tespit edebilmek için bütün kanun, cumhurbaşkanı kararı, yönetmelik, genelge ve tebliğlerin bulunduğu mevzuat.gov.tr internet adresi üzerinden belirli anahtar kelimeler kullanılarak bir tarama yapılmış ve tarama sonucunda ilgili olan dokümanlar nitel bir içerik analizine tabi tutulmuştur. Aynı işlem stratejik plan hazırlamakla yükümlü olan bütün resmî kurumların planlarının bulunduğu sp.gov.tr adresi üzerinden de gerçekleştirilmiştir. Ayrıca cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanlıkların internet siteleri üzerinden de benzer bir analiz yürütülmüştür. Analiz sonucunda elde edilen bulgular üzerinden Türkiye’deki durum değerlendirilmiştir.

ABD üzerinde yapılan analizi daha analitik bir çerçeveden yürütebilmek adına, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) (U.S. Department of Homeland Security) tarafından belirlenen 16 kritik altyapı sektörü bağlamında bir çalışma yürütülmüştür. Resmî belgeler üzerinde yapılan doküman incelemesi ve öne çıkan olayların ele alındığı vaka analizleri üzerinden, kritik altyapıların doğal afetlerden kaynaklı tehditlerden korunması için genel kabul gören afet yönetim evreleri olan önleme, hazırlık, müdahale ve iyileştirme evrelerinde hangi adımların atıldığı veya atılması gerektiği incelenmiştir. ABD’nin kritik altyapılarla ilgili yürüttüğü çalışmaları araştırmak amacıyla DHS’nin resmi sitesi www.dhs.gov ve kritik altyapı sektörlerinin korunması amacıyla faaliyet yürüten DHS’ye bağlı Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenlik Ajansı’nın (CyberSecurity & Infrastructure Security Agency) www.cisa.gov isimli internet sayfalarında tarama yapılarak resmi belgelere ulaşılmıştır. Daha sonra elde edilen bulgular üzerinden bir karşılaştırma yapılarak Türkiye uygulamaları için bazı öneriler ortaya konulmuştur.
Tezin konusu, amacı ve sınırlılıkları dikkate alınarak araştırmanın beş bölüm şeklinde oluşturulması kararlaştırılmıştır. İlk bölümde kritik altyapı kavramının ortaya çıkışı ve bu kapsamda farklı ülkelerin bunların korunmasına yönelik stratejileri üzerinde durulmuştur. ABD’nin kritik altyapıların korunması alanında 1990’lardan bu yana 30 yıllık birikimi ve diğer ülkeler açısından da öncü olma rolü göz önüne alınarak ağırlıklı olarak bu perspektiften bir çalışma yürütülmüştür. İkinci bölümde afet yönetimi kavramı, afet yönetim evreleri, doğal ve insan kaynaklı afetler ile doğal afet çeşitleri ve Türkiye üzerinden verilen örneklerle bunların kritik altyapılar üzerinde nasıl bir etkisi olabileceği incelenmiştir.
Kavramsal çerçeveyi çizen bu iki bölüm sonrasında üçüncü bölümde, Türkiye’deki kritik altyapıların korunmasına dair yürütülen çalışmalar araştırılmış ve afet yönetimi bakış açısından Türkiye’deki kritik altyapılara ilişkin hazırlanan plan ve yol haritaları incelenmiştir.
Dördüncü bölümde ABD’deki afet yönetim sistemi, özellikleri, yetki ve sorumlulukları ile kritik altyapıların korunmasına ilişkin yasal mevzuat ve afetlere yönelik genel bakış açısı analiz edilmiştir. Ayrıca ABD’nin kritik altyapılara ilişkin oluşturduğu 16 sektör baz alınarak bu alanlarda kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yürütülen çalışmalar analiz edilmiştir. Bu sektörler özelinde oluşturulmuş olan strateji ve planlara ilişkin belgeler doküman incelemesine tabi tutulmuş, öne çıkan olaylar üzerinden vaka analizi ile yorumlamalar yapılmıştır.
Son olarak beşinci bölümde, Türkiye ve ABD’deki durumun analitik bir çerçeveden incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilerek bir karşılaştırma yapılmış ve Türkiye’deki kritik altyapıların doğal afetlerden korunması bağlamında yararlı olabileceği değerlendirilen uygulamalara ilişkin önerilerde bulunulmuştur.
Önceki yazımız için tıklayınız
Çok ayrıntılı bir açıklama olmuş elinize sağlık.
Bizi değerli bilgilerinizle aydınlattığınız için teşekkürler Ahmet Bey
Gayet açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı. Analiz yapmakta oldukça iyi olduğunuzu bu yazınızda belli etmişsiniz. Tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim…
Gelişmiş ülkelerin üzerinde durduğu ve durmasıda gereken kritik bir konuya yönelik akıcı ve yeterince açıklayıcı bir çalışma olmuş.
Enerji, ulaşım, haberleşme vb. gibi kritik altyapı sistemleri ülkenin bel kemiğidir. Bu konuda ki araştırmalar ve geliştirmeler yapılmalı ve arttırılmalı, elinize sağlık.
Ülke gundemini bilgilendirici çalışma olmuş kalemine sağlık
Kritik altyapıların doğal afetler kapsamında incelenmesi yerinde bir çalışma olmuş Tebrik ediyorum
Değerli bilgileriniz için teşekkür ederiz.
Kritik altyapılar ülkemizde kendine yeni yeni çalışma alanı bulmakta ilerleyen süreçte önemli adımlar atılacaktır.
Bizi değerli bilgilerinizle aydınlattığınız için teşekkürler,çok yararlı bir yazı olmuş.
Kritik altyapılar ve afet yönetimi çok güzel bir şekilde anlatılmış. Ulkemizde de yaptığınız araştırmalar üzerine yazdığınız tezi dikkate alarak uygun alt yapıların oluşturulmasını temenni ediyorum
Öncelikle teziniz için kutlarım.Vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı teşekkür ederim.
Çok güzel bir çalışma olmuş, ellerinize sağlık Ahmet Bey
Ahmet bey değerli araştırmalarının devamı ve dikkate alınması dileğiyle başarılar..
Çok güzel bir bilgilendirme olmuş başarılarınızın devamını dilerim kaleminize sağlık
Ahmet bey değerli araştırmalarının devamı ve dikkate alınması dileğiyle başarılar..
Çok güzel bir çalışma bilgileriniz için teşekkür ederiz başarılarınız daim olsun👏👏👏
Bilgiler icin tesekkurler
Yazdığınız bu önemli ve güncel konu, ülkemiz için büyük bir değer taşıyor. Doğal afetlerin etkilerini en aza indirgemek adına alınacak önlemler ve stratejilerin araştırılması, toplumsal güvenliğin sağlanması açısından hayati bir önem taşıyor. Gelişmiş ülkeler örneğini ele alarak bu konuda geliştirdiğiniz öneriler, Türkiye’nin geleceği için büyük bir katkı sunacaktır. Yazınızın toplumsal farkındalık yaratacağına ve çözüm önerilerinin uygulanmasında yol gösterici olacaktır. Başarılarınızın devamını dilerim.
Kritik altyapılar yaşaşanmış olaylardan örnek alınarak Kanuni bir şekilde korunmalı.
Öncelikle tezinizi tebrik ederim. Böylesi genç ve dinamik bir coğrafya için çok faydalı bir çalışma olmuş. Ellerinize sağlık, umarım en yakın zamanda değerli bilgiler göz önünde bulundurularak çalışmalara başlanır.